Akciğer transplantasyonu günümüzdeki yaygın klinik uygulamasına 3 ayrı dönemdeki gelişmelerden sonra ulaşabilmiştir. İlk olarak 1940-1962 yılları arası soğuk savaşın da etkisiyle deneysel laboratuar çalışmaları hız kazanmıştır. 1946’da SSCB’den Dr. Vladimir P. Demikhov köpekte ilk kalp-akciğer blok naklini yapmış ancak bu Anglosakson literatürde yayınlanmamıştır. 1950 sonlarından itibaren Dr. J. Hardy Missisipi Üniversitesi’nde akciğer naklinin temel tekniklerini tanımlamış ve 1963’de insanda ilk akciğer naklini gerçekleştirmiştir.
1963-1982 arasını içeren ikinci dönemde uzun sağkalım bildirilmeyen 40 akciğer nakli yapılmıştır ve bunlardan sadece Derom’un 1971’de sağ akciğer nakli yaptığı hastası 10 ay yaşayabilmiştir. Bu dönemde de laboratuar çalışmaları devam etmiş Dr Frank Veith pulmoner arter ve ven anastamozları ile teleskopik bronş anastamozuyla ilgili teknikler tanımlamıştır.
1983 yılından sonraki üçüncü dönem 1980 yılında bir primitif fungus olan tolypocladium inflatum’dan siklosporinin üretilmesi ve Toronto’dan Dr J Cooper’in 1983’de ilk uzun sağkalıma sahip tek akciğer naklini yapmasıyla başladı. Bundan sonra Dr Cooper 1985 yılına kadar 5’i uzun sağkalıma sahip 7 nakil yaparak, işlemin son evre pulmoner fibrozisde endike olduğunu bildirdi.
Son evre akciğer hastalıklarında medikal tedavinin yetersiz kalması ve nakil sonrası mortalite ve morbiditede sağlanan düşmeye bağlı olarak 1980’lerin sonlarından itibaren Kuzey Amerika ve Avrupa’da, bir çok merkezde akciğer transplantasyon programları oluşturuldu ve amfizem, kistik fibroz pulmoner hipertansiyon gibi yeni endikasyonlar ve donör kriterleri tanımlandı. 1990’ların ikinci yarısından sonra cerrahi teknikler iyileştirilmiş, rejeksiyon ve enfeksiyon tanı ve tedavisi daha etkili yapılmaya başlanmış ve daha iyi postoperatif bakım programları ile kısa dönem sağkalımda iyileşmeler sağlanmıştır. Günümüzde akciğer naklinin esas amacı hastalara daha iyi bir sağkalım ve yasam kalitesi sağlamaktır, bu transplantasyon gerektirecek kadar hasta ancak ameliyatı tolere edebilecek kadar iyi hasta seçimiyle mümkün gerektirecek kadar hasta ancak ameliyatı tolere edebilecek kadar iyi hasta seçimiyle mümkün olmaktadır.
Son bir yılda 3271 olmak üzere 30 haziran 2012 tarihi itibariyle 45314 akciğer transplantasyon kaydı girilmiştir. 2000-2012 yılları arasında ISHLT’e bildirimde bulunan 183 merkezden 87’si (%47) yılda 10’dan az transplantasyon yapan merkezlerden oluşmaktadır. Bu dönemde tüm transplantasyonların %33’ü yılda 30’dan fazla transplantasyon yapan 33 merkezde gerçekleştirilmiştir ve yılda 50’nin üzerinde nakil yapılan merkez sayısı ise 7’dir. Daha iyi sonuçların yılda 20-25 transplantasyon yapan merkezler tarafından alındığı ve ülke genelinde merkez sayısının artışının kontrol edilmesi gerektiği bildirilmiştir.
Transplantasyon endikasyonu 1995-2007 yılları arasında, olguların %34’ünde Amfizem, %23’ünde İPF, %16’sında kistik fibroz, %6’sında Alfa-1 antitripsin eksikliği olmuştur (ISHLT 2012). 1990 yılında idiopatik pulmoner hipertansiyon, olguların %12’si iken son istatistiklerde bu oran %3’e düşmüş buna karşılık, idiopatik pulmoner fibrozda %15’den, 2006 yılında %26’ya son istatistiklerdede %23 olarak saptanmıştır. Bu olguların %92.5’i taburcu edilebilmiş, %0,5’ine retransplantasyon gerekmiştir.
Sağkalım 50 yaş altında ve bilateral nakil yapılanlarda daha uzun ve 1, 3, 5, 10 yıl için sırasıyla %78, %63, %51, ve %28’dir. 2000 yılı sonrası dönemde birinci yıldaki mortalite azalmasına bağlı sağkalımlar anlamlı derecede uzamış, ancak bir yıl yaşayabilenlerin uzun dönem sağkalımında değişiklik olmamıştır. Kayıtlardaki transplant olgularının %80’den fazlasında 3 ve 5 yılda aktivite kısıtlılığı saptanmamış ve %35’inin çalıştığı belirtilmiştir.
Son dönem akciğer hastalıklarında tek tedavi şansı olmasına rağmen, akciğer transplantasyonunun başarısı; sayı olarak yetersiz veya hasarlanmış donör akciğeri, diğer solid organlara göre daha sık görülen akut organ yetmezliğine bağlı daha kötü kısa dönem sürvi, enfeksiyonlara karşı hassasiyet, BOS gibi birçok faktör tarafından sınırlandırılmaktadır.
Bugüne kadar gerçekleştirilen akciğer nakli sayısı 45 000’i geçmiş olmasına rağmen, 1950’li yıllarda başlanan böbrek nakilleri ile karşılaştırıldığında oldukça düşüktür. Akciğerler multiorgan donörleri arasında %15-25 ile en düşük kullanım oranına sahiptir. Bu oran karaciğerde %73, böbrekte %90’dır.
Solid organ nakillerindeki güçlükleri aşabilmek amacıyla Abu Dhabi ve İstanbul deklarasyonlarında her ülkenin kendi transplantasyon programını geliştirmesi önerilmiştir. Bu yolla transplantasyon turizminin önlenmesi, ülke donörlerinin o ülke hastaları için kullanımının teşvik edilmesi ve bunun için devlet politikaları oluşturulması gerektiği bildirilmiştir. Sivil toplum örgütlerinin ve hükümetlerin yerel ve bölgesel düzenleyici ve destekleyici rolleri olması gerektiği vurgulanmıştır. Bu durum ülkemizde de akciğer nakli için uzun dönem planlamaları yapılmasını gerekli kılmaktadır.
KAYNAKÇA
Raju S. Current status of lung transplantation: Organisation of transplant services Indian J Thorakciğer Cardiovasc Surg 1991;8:05-010
DeromF, Barbier F, Ringoir S. Ten month survival after lung homotransplantation in man. J Thorac Cardiovasc Surg. 1971;61:835-846.
Grover LF, Fullerton AD, Zamora MR. The past, present, and future of lung transplantation. Am J Surg 1997;173:523-533.
Raemdonck DV Neyrinck A, Verleeden MG. Lung donor selection and management. Proc Am Thorac Soc 2009;6:28-38.
Corris P. The key elements of a lung transplant programme. ERS school courses Leuven Belgium 2009.
Wilkes DS, Egan TM, Reynolds HY. Lung transplantation, opportunities for research and clinical advancement. Am J Respir Crit Care Med 2005;172:944-955.
Yacoub MH., Birks EJ. Lung transplantation overview. In Banner RN, Polak JM, Yacoub M, eds. Lung transplantation, Cambridge University Pres, 2007; 113-119.
Dabak G. History of lung transplantation. Solunum 2013;15(2):82-87
Orens JB, Estenne M, Arcasoy S. Intenational guidelines fort he selection of lung transplant candidates:2006 update-A consensus report from the pulmonary scientific council of the International Society for Heart and Lung transplantation j.healun.2006.03.011doi:10.1016
Comments